17 Haziran 2011 Cuma


Yalan ve taktiklerle uğraşmayın,yemem!
Dostlarıma laf ettirmem
Tutkularım var,vazgeçemem
Aklının alamayacagı alemlere akıyorum,kafanın Basmadıgı Gerçeklerde yaşıyorum,Gördüğüm Her GüZeLe sahip olmaya çalışmıyorum,iStediğim Şeyi Zaten Elde ediyorum.Beni Fark eTmen İçin Gözlerinin içine Bakmıyorum,Zaten farkedebilenlerin içinde yaşıyorum,kendimi ispat etmek için farklı şekıllerde köpek olmuyorum,Ben kim olduqumu Zaten biliyorum şımarıgsam ßir Seßeßi var !! KoLay KoLay ukaLa oLmam.ne ortamLar ne insanLar gördüm de Lafını etmedim...ßana hava atmaktan Vazgeçin! Sektirmem vururum!!yeter ki kararLı oLayımMm...
Herkes için mükemmeli değil ben sevdiğim için bana mükemmel geleni beklerim...Daha da fazla kendimden bahsetmeme gerek yok.
Herkes benden bahsediyor zaten. :DD

Çok Havalı Geldiysem, Daha Neyin Peşindesiniz ki .. Sil ve Kaybol :) Mesajlarına cevap vermediklerim.. Sizde Biraz Huzur verinn , Cevap Gelmiyosa.. Umutta Yoktur Hani ;)

*SvgiLin var mı ? Die s0rma

-özeL hayatım seni iLgilendRmez .)

*Msn var mı ? die s0rma

-Taş devRinde yaşamıorz tabiki var ;)

*TanışaLm mı ? Die s0rma

-Etrafmda yeternce sahte kşiLik var ;)

Ağır geliosa bunlar,FİRAR SERBEST

yük....


uzun zaman beraber ilerlediğimiz yol ikiye ayrıldı. bir daha birleşmesini beklemek gereksiz, birleşmeyecek.. geri de dönemeyiz üstelik.. yaşanmışlık yolu tek yöndür U dönüşleriyle tekrar tekrar yaşayamazsın.. kimseye ait değilsin. kimse de sana değil aslında... üzgün müyüm? hayır.. gittikçe belimi büken yorgunluktan kurtuldum.. senle yürüdüğümüz yol cam kırıklıklarıyla doluydu ayaklarım kesilirdi.. şimdi temizlikte yaralarım iyileşecek, kabuk bağlayacak.. bazıları derin kesikler izi kalacak.. belki yüzüme baktığımda bile bazen senden birşeyler yakalacağım.. kokun gelecek burnuma ansızın ama arkama bakmayacağım yanımdan geçen sen miydin diye.. kendimi tekrar tekrar yaralamayacağım.. bazen çıkmazlara girer insanlar.. ben o çıkmazların hepsini sende öğrendim.. artık çıkmaz bir sokak yok hayatımda.. ve güçlüyüm! ve kendime güveniyorum... varlığında kazandığım bir şey arasamda bulamadığım için kaybettiğime inanmıyorum.. aslında vazgeçmek kolaydır. noktaları severim çünkü kendisinden sonra ki harf büyük gelir.. ama zaaflarım oldu.. zaafım oldun.. her gün daha az nefes alarak yaşamaya alışamadım. bir gün nefessiz kalacaktım.. ve ben kendimi tanrım herkesten çok.. o zaman seni de nefessiz bırakacaktım.. yani aslında yine sana kıyamadım... kötülüklerimden sakınıyorum seni.. çünkü uzaktan şahit olduğun yaşamım yeter senin yerle bir olmana.. intikam ateşiyle kavrulmuyor yüreğim.. kızgınlıklarım çabuk geçti.. Belki büyüdüm, belki de sensiz daha mutluyum.. bunu ancak zaman gösterebilir.. ama şimdi gülümsüyorum! alıştığım senin yokluğuna gülücükler gönderiyorum.. sen! sen bensiz mutlu olamayacaksın... ama umarım maskelere alışırsın... bundan sonra göreceğin ve taşıyacağın şey sadece maske olacak çünkü... uyarırken samimiydim! vazgeçilmeyecek kadar çok sevildiğine inanırdın.. ama adam! sevgi vazgeçmemek için yeterli olmadığından avuçlarımı açtım ve sonsuzluğa bırakıyorum seni... benim çiçeklerle dolu bahçem var şimdi sensiz.. seninse karanlık bir bulutun bensiz... zarımı son kez attım, yenildin.. artık oyun oynamak istemiyorum.. belki de artık seni sevmiyorum.. bilmiyorum.. sadece uzaktan izle! hayatımın renkleri sana ne kaybettiğini gösterecek!En kötüsü bir daha asla böyle sevilmeyeceğin için senin adına üzülüyorum...

14 Haziran 2010 Pazartesi

Tek Tesellim...

Ağladım bu akşam hemde çok... İçtim de biraz...

Kızma bana olur mu? Çok özledim yemin ederim çok özledim seni... Ağlıyorum, ardımda bıraktığım anılarıma ve geride kalan güzel anlarıma, yalnızlığıma... İçtim ve ağladım, güldüğüm ne varsa...

Neden diye sormazsın bilirim ama ağladım işte, hiç beklemediğim bir anda... Sadece gecenin karanlığı ve yıldızlar eşlik etti bana...

Yüreğimin en köşesinde öyle bir acı var ki... Haykırsam diyorum duyarmısın sesimi, okşarmısın yine saçlarımdan...

Öyle yalnız hissediyorum ki kendimi. Yapayalnız, sanki kimsem yokmuş gibiyim... Yalnızım işte varmı bunun bi tarifi. Acı çekiyorum ve canım yanıyor... İçimde kopan fırtınılar yetmiyormuş gibi, durmadan taa yüreğime saplanan hançerler daha da kanatıyor küçücük yüreğimi...

Gözyaşlarım eskiden içime akardı... Bilirsin gururluyumdur ve ağlamam herkesin yanında... Şimdiyimi soruyorsun bana şimdi ise tutamıyorum babam, tutamıyorum gözyaşlarımı... İşyerinde, sokakta, evde... Yer ve zaman hatta etraftaki insanlar bile sebep değil artık gözyaşlarımı gizlemek için... Doya doya ağlıyorum, çünkü içimdekileri gözyaşlarım anlatıyordu sana olan özlemimi...

Özledim ve yoruldum... Gülmen gerekiyor Dilek! kimseyi üzmeye hakkın yok derken kimsenin benim için gülümsememesinden yoruldum... Adını koyamadığım bir sancı var yüreğimde canım babam yazdıkça, batıyor taa derinlere...

Susmak istiyorum hatta hiç konuşmamak... Gitmek istiyorum herşeyden herkesden uzaklara... Kimseye derdimi anlatamıyorum... Derdimi anlatmayı bir kenara bıraktım da kendimi bile anlatamıyorum artık... Sen olsan beni anlardın dimi babam...

Sensiz meğerse hayat nasıl da siyah gözüküyor gözüme canım babam... Yoruldum herşeyden... Dış kapının dış mandalı şeklinde yaşıyordum sanki... İnsanlar sapladıkça saplıyor ateş gibi hançerlerini; kanattıkça kanatıyorlar küçücük günahsız yüreğimi...

Babam; anlatsam yalnızlığımı anlarsın biliyorum ama kıyamıyorum seni üzmeye...

Tek tesellim yine yalnızlığım oluyor...

“Vardır elbet bir sebebi..!”

Adım adım yaklaşan sonumu beklemekti doğru olan yoksa en tatlı, en masum haliyle hatırlamak için kestirip atmakmı...

İstediğim yanımda olmandı... Omzuna başımı yaslamayı, sana güven duymayı istedim... Gel demiştim sana usulca gözlerimle ve anlarsın diye umut etmiştim... Gece yarılarına kadar beklemiştim seni ve sonunda “vardır elbet bir sebebi” deyip kapamıştım gözlerimi...

Acabalarla sürdürebilir miydim yaşamımı ya da bir acaba yüzünden elimdekileri bir kenara atabilir miydim?

Sanırım duygusal olgunluğa ulaşama hastalığından müzdaripim... Çünkü kalbimi dinlemekten aklımı duyamadığım zamanlar o kadar fazla ki... En zayıf anımda beynimi istila etmeye hazır düşüncelere sahibim... Aslında ne de güzel başlamıştı herşey...

Ansızın hayatıma girdiğin o andan öncesi yoktu sanki... Daha ne olduğunu anlayamadan birden bire dolmuştun yüreğime... Gülüşüne tutulmuştum, yüzündeki masum ifadeye... Duruşunu, sesini, gözlerini hatta suskunluğunu sevmiştim ben senin... Sahi seni gördüğüm o ilk an “ Ne kadar efendi, çekici biri” derken sende benim için “tam hayalimdeki kadın, ne kadar güzel bi bayan” diye düşünmüşmüydün...

Teslim olmuştu sana kalbim, yüreğim ve ruhum... O kadar hızlı gelişmişti ki herşey şaşkındım... Varlığınla hayatımı değiştirmeni istiyordum... Seni sevmek, alıştığım düzenden vazgeçip senin sevginle yaşamak istiyordum... En ufak bir tereddüt duymadan hesapsız sorgusuz beklentisiz seni yaşamaktı istediğim...

Belki çocukca bir saflıkla tek vazgeçemeyeceğinin ben olmasını istedim... Çünkü sen farklıydın... Sen ruhuma dokunmuştun benim... Yanından ayrılıp yalnız kalmaya başladığım daha ilk saniyeden başlıyordu sana olan özlemim...

Anlatamadım belki sana ama işte ben seni böylesine bir tutkuyla sevdim... Şimdi içim acıyor, ayrılıktan veya başka bir nedenden değil... En büyük acı yanımdayken giderek büyüyen boşluğa sessizce seyirci kalmaktı... Ben sen yokken seni delicesine yaşıyorken yüreğimde, yanımdayken büyüyen boşluk nasıl yakmasın ki canımı... Ama artık yalnız kalışları kaldırmıyordu yüreğim... Nesli’m bircik dostum nasıl her koşulda benim yanımdaysa sevgilimi de yanımda istiyordum... İstiyordum ama gelmiyordun ve ben yine kendimi aynı cümleyle teselli ediyordum...

“Vardır elbet bir sebebi..!”

13 Haziran 2009 Cumartesi

NESLİ VE DİLEĞİME GELSİN

İyi günümde yanımda olduğuz için mi?
Kötü günümde beni hiç yalnız bırakmadığız için mi?
Ağladığımda omzunuzu ıslatmama izin verdiğiz için mi?
Güldüğümde siz de gülerek neşeme neşe kattığınız için mi?
Yaptığım deliliklerle dalga geçmeyip bana katıldığınız için mi?
Düşüncelerime katılıp beni desteklediğiniz için mi?
Hep arkamda olduğunuz için mi?
Hiçbir zaman beni unutmadığınız için mi?
Bana söyleyebileceğiniz bütün güzel şeyleri söyleyerek beni bu kadarmutlu ettiğiniz için mi?
Bana sevildiğimi hissettirdiğiniz için mi?
Ne olursa olsun sevdiğiniz için mi?
Ne olursa olsun güvendiğiniz için mi?
Her şeye rağmen "İyi ki varsın" dediğiniz için mi?
Hep yanımda olduğunuz için mi?
Yoksa bütün bunlar için teşekkür ettiğimde "Bu bizim görevimiz dostum,teşekküre gerek yok" dediğiniz için mi?
Hangisi için teşekkür edeyim size dostlarım? Hepsi için ayrı ayrıteşekkürü hak ediyorsunuz...
Çünkü hep yanımdasınız, size ihtiyacım olduğunu biliyorsunuz...Biliyorsunuz ki sizin mutluluğunuz benim mutluluğumu doğrudanetkiliyor. Ve bu yüzden en kötü gününüzde bile beni mutsuz etmemekiçin zorda olsa gülümsüyorsunuz... Bunlar için de teşekkür borçluyumsize.
Sizi tarif etmek zor... Hayat desem, melek desem... Karşılık eder mi?Sanırım etmez. Anlatılmazsınız siz dost, tarif edilemezsiniz.Anlatılmaz duygularımız... Bunu söyleriz birbirimize, "Ben ne kadarsöylesem de sizi ne kadar sevip, değer verdiğimi; kelimeler yetmiyoranlatmaya biliyorsunuz değil mi?..."
Biliyorum dost. Sizinle aynı duyguları yaşadığım için biliyorum. Bende sizi en az sizin kadar seviyorum, en az sizin kadar değerveriyorum. "Çok" demek yetmiyor bize, "çok" kelimesi az kalıyordostluğumuzun, sevgimizin yanında. "Sonsuz" diyoruz. Belki bu ifadeedebilir duygularımızı diye. Ama sonsuzunda ötesinde bizimdostluğumuz...

14 Mayıs 2009 Perşembe

Pirensesimee


blog hayatına başlarken sevgilerimi sunuyoruummm =)


kocaman öpüyor veee beni unutma diye bu yazıyı hatıra bırakıyorum =) :*